Bir kere daha Kochi Havaalanı’na indik…Buraya ilk geldiğimde yüksek sezondu ve havaalanından çıkmam neredeyse 1.5 saatimi almıştı. Ama şimdi muson yağmurları yüzünden düşük sezon ve pasaport kontrolünde sıra bile yok. İnsanlar yoğun yağmur yüzünden bu sezonda buraya gelmeyi tercih etmiyorlar. İlk geldiğinizde yağmur yağmasın ve rahat dolaşalım diye düşünüyorsunuz ama yağmur yağmadığında hava o kadar boğucu oluyor ki bir süre sonra yağmur yağsın diye dua etmeye başlıyorsunuz 🙂 Ben muson yağmurlarını seviyorum; birden bire başlıyor ve inanılmaz kuvvetli ve beraberinde çok güzel bir serinlik getiriyor. İnsan seyretmeye doyamıyor.
Havaalanına geri dönelim. Pasaport kontrolünü geçtiğinizde orada bulunan döviz ofislerinden Hint rupisi alabilirsiniz. Gelmeden önce Internet’ten kura bakarsanız size iyi bir oran verip vermediklerini yaklaşık olarak anlayabilirsiniz. Fazla para bozduracaksanız daha iyi bir oran için pazarlık yapabilirsiniz. Artık alandan çıkmaya hazırsınız.
Çıktıktan sonra çok az yürüyüp sağa dönüp biraz daha yürüyünce ileride solda Fort Kochi’ye giden havaalanı otobüsünü görebilirsiniz. Eğer orada değilse bekleyebilirsiniz. Bildiğim kadarıyla sabah 7’den akşam 6 ya da 8’e kadar her yarım saatte bir var. Internetten saatlerine bakabilirsiniz. Hindistan’da bir sürü çılgın otobüs var ama gerçekten güzel bir otobüs; kliması bile var ve şehre ulaşmak için en ucuz seçenek; kişi başı neredeyse 100 rupi. Şehre gitme süres trafiğe bağlı olarak 1.5-2 saat arası. (İlk geldiğimde 10 dakika olduğunu düşündüğüm mesafe buydu :D) Eğer Kochi’den Kerala’da başka bir yere otobüsle seyahat edecekseniz yine bu otobüse binebilirsiniz çünkü Ernakulam Otobüs Garı’nda duruyor. (Gar dediğime bakmayın küçük bir yer. Oradan da artık bahtınıza hangi tip bir otobüs düşerse ona göre devam ediyorsunuz. Ben mesela yerine teneke kutu diyebileceğimiz bir şeyin içinde iki Hintli hanımın arasında sıkışmış bir şekilde 4 saat 40 derecede seyahat etmiştim :D)
Eğer taksiye binmek isterseniz alandan çıkmadan önce döviz büfelerinin olduğu yerde önceden ödemeli taksi yeri var. Buraya gideceğiniz yeri söylüyorsunuz ve ödemenizi yapıyorsunuz. Eğer klimalı bir araç isterseniz daha pahalı. Buradan aldığınız kağıdı taksinin sürücüsüne veriyorsunuz yani ona bir ödeme yapmıyorsunuz. 2016 yılında şu an alandan Fort Kochi’ye taksi yaklaşık 1200 rupi.
Kochi’ de oteller var ama otellerin yanısıra homestay denen genelde Hintli ailelerin işlettiği pansiyonlar var. Çoğu çok temiz ve güzel; kesinlikle tercih edebilirsiniz. Fort Kochi’de kalmak daha turistik ama bir yandan da iyi çünkü her yere yürüyebiliyorsunuz.
Kerala’ya geldiğinizde her yerde “Tanrının Kendi Ülkesi” tabelalarını görüyorsunuz. Neden Buraya böyle deniyor siye sorduğum Hintliler de cevabını bilmiyorlardı. Meğer bu ilk defa 1989’da Kerala için yapılan bir turizm reklam kampanyasında kullanılmış ve çok da işe yaramı. Bütün turistler Tanrı’nın Ülkesini görmek istemiş 🙂 Geldiklerinde buldukları her şeyden çok memnun kaldıklarından dolayı da gelmeye devam etmişler. Ama bununla ilgili bir de başka bir efsane var. Savaşçı bir bilge ve aynı zamanda Hint tanrısı Mahavishnu’nun avatarı olan Parasurama baltasını Kanyakumari’den kuzeye doğru okyanusa atmış. Bu atmanın sonucunda Kerala toprakları denizden çıkmış ve sulardan geri alınmış. Bence bu reklam hikayesinden daha güzel 😀 Reklamı hazırlayanlar bu hikayeden etkilendi mi bilinmiyor tabii.
Kochi’deki görülmesi gereken yerlerden biri değişik bir balık avlama yöntemi olan Çin Balık Ağları. Bu ağların MS 1350-1450 yıllarında Kubilay Han’ın saray halkından Çinli gezgin Zheng He tarafından Kochi’ye getirildiğine inanılıyor. Ağlar sahilden kullanılıyor, bambudan ve tik ağacından yapılıyor ve denge prensibine dayanarak çalışıyor. 10 metre yüksekliğinden ve her ağ 20 metrelik bir alana yayılıyor. En az 4 kişi tarafından çalıştırılıyor. Öyle yapılmış ki ana tahtanın üzerinde bir adamın yürümesi ağların suya girmesi için yeterli oluyor. Ağları suya indiriyorlar ve suda çok uzun tutmuyorlar; belki 5 dakika. Tuttuklarını satarak para kazanıyorlar ama iki sene önce konuştuğum balıkçılar iyi para kazanılmadığından her geçen gün daha az kişinin bu işi yaptığını söylemişti.
Kochi’de mutlaka yapılması gerekenlerden bri Backwater gezisi. Bu eski tarz bir teknede backwater denilen (durgun su, nehrin akıntısının ulaşmadığı yer demek) yerlerde yapılan bir gezi. Önce denizin geniş olduğu bir yerde tekneye biniyorsunuz ama gittikçe inanılmaz bir doğa ve küçük adacıklarla çevrelenmiş daha dar kanalların arasından geçmeye başlıyorsunuz. O adacıklardaki evleri, orada yaşayanları, etrafta küçük tahta kayıkları ile dolaşanları, siz geçerken suyun ortasında balık tutanları ya da bir şeyler yapanları görüyorsunuz. 
Teknede motor çalışmıyor; iki adam tekneyi uzun birer sopayla itiyor. Bu yüzden de kıyıya yakın gidiyorlar ki tekneyi kıyıdan ya da denizin dibinden itebilsinler. İlk başta bu durum inanılmaz yavaş geliyor insana; sanki hiç hareket etmiyormuşsun gibi hissediyorsun. Ama sonra adamın o yavaş, hiç acelesi olmayan, ritmik hareketini ve etraftaki doğayı izlerken bir şey oluyor; bütün bunlar resmen seni büyülüyor. 
Hiç farkına varmadan birer birer herkes sessizleşyor. Etrafta sadece doğanın sesi kalıyor. Meditasyon gibi; düşünmüyorsun, zihnin duruyor ve etraftaki her şeyle bağlantılı hissediyorsun.
Sonra seni nereryse hiçbir şeyin olmadığı küçük bir adacığa götürüp, muz yaparakları üzerinde çok lezzetli bir Kerala öğle yemeği veriyorlar. Yemekten sonra artık geri dönme zamanı ama sıcak, sessizlik, huzur ve yemek sonucu çoğumuz uyuya kalıyoruz 😀
Bu tura farklı sürelerde katılabilirsiniz. Bizimki 7 saat sürdü ama bu 7 saate tekneye bineceğiniz yere kadar gitme süresi de dahil ki gidiş dönüş 2 saat sürdü. Kochi’nin 30 km dışında Vaikam denen bir yerden bindik. Daha uzun süren turlar için (1- 3 gün vs.) içinde yatak odası olan çok daha güzel tekneler de var.
Ama bu turu gerçekten tavsiye ederim; çok çok rahatlatıcı bi deneyimdi…
[nggallery id=5]
No Comments