Hindistan 300 İleri Seviye Eğitmenlik Eğitimi…
Her eğitim kesinlikle ayrı bir heyecan ama bu seneki 300 eğitimi o kadar yoğun, o kadar dolu dolu geçti ki oradayken yazacak vakit bulamadığım için bu yazıyı yazmak ancak şimdi mümkün oldu.
YogaKioo İleri Seviye Eğitmenlik Eğitimlerine, halihazırda 200 saatlik uluslararası eğitmenlik sertifikası olan eğitmenler katılabiliyor. Bu seneki grup da birbirinden tatlı, pırıl pırıl, amacı pratiğinde derinlere gitmek olan eğitmenlerden oluşuyordu. 1 sene öncesinden kararlar verilmiş ve bu yol için niyet edilmişti. 1 sene nasıl geçecek derken, zaman her zamanki gibi su gibi akıp geçti ve herkes kendisini bir çarşamba sabahı Atatürk Havalimanı’nda Ankara’dan, İzmir’den ve İstanbul’dan gelenlerle check-in sırasında kucaklaşırken buldu. Grupta büyük bir heyecan vardı. Çoğu daha önce Hindistan’a gitmediğinden onları neyin beklediğini merak ediyorlardı; Hindistan çok mu pis gerçekten, ya hastalanırsam, eğitim çok mu zor…(Evet eğitim çok zordu :D) Heyecan ve neşe içinde ilk uçağımıza bindik ve Abu Dhabi üzerinden aktarma yaparak Yeni Delhi Havaalanı’na gece 3 gibi bir saatte indik.
Alandan çıkınca bizi aşrama götürecek olan otobüsün şöförünü bulmamız gerekiyordu. Onu ararken, birden karşıdan bize doğru koşan 3 kişiyle kendimize geldik. Almanya’dan gelen Vildan, daha önceki bir uçuşla gelen Hande ve yine başka bir uçuşla 20 saat önce alana inmiş, Delhi Havaalanı’nı o kadar saatte evi gibi benimsemiş ve artık kapının arkasında ne olduğunu merak eden Derya 🙂 Sonunda ekip tamamlanmıştı, şöförü de bulmuştuk ve 16 saatlik otobüs yolculuğuna hazırdık. En azından o an için hazırdık.
Sabah olduğunda “Daha ne kadar var” soruları başlamıştı 🙂 Kalacağımız aşram Hindistan’ın kuzeyinde Bir Bölgesi’ndeydi ve o bölgede uzun süre kalmak için ayrı bir izin almak gerekiyordu. Bu yüzden Hindistan’daki ilk grup deneyimiz, 14 saatlik otobüs yolculuğundan sonra bir devlet dairesinden izin almak oldu. Formlar dolduruldu, vize fotokopilerini çekmeyi unutanlar devlet dairesinin karşısındaki bir yere gidip fotokopi çektirdiler. Oranın çıkışında grup gerçek anlamda ilk Hint deneyimini yaşadı; son derece yerel bir yerden Hint çayı içmek ve samosa adı verilen baharatlı kızartmadan yemek. Önce bazıları böyle bir yerden bir şey yersek hayatta kalır mıyız diye düşünse de o kadar saat yoldan sonra çok da fazla düşünmeden afiyetle samosalarını yediler.
Ve sonra yine otobüse bindik. Artık yolculukta 30. saate yaklaşıyorduk; öyle ki “Daha ne kadar kaldı” soruları bile sorulmuyordu. Eğitim zaten yolculukta başlamıştı 🙂 Bir süre daha yol aldıktan sonra Himalayalar’ın büyüleyici karlı tepeleri bizi karşıladı. Hava iyice kararana kadar yola devam ettik. En sonunda otobüs bir yerde durdu ve o an ilk defa gördüğümüz, sonraki günlerde güzel kalbiyle hepimizin aileden biri olarak kabul edeceği Pravin bizi karşıladı. Aşrama giden yokuşu yürüyerek çıktık. Aşramın bahçesinden içeri girdiğimizde artık 30 saatlik yolculuk geride kalmıştı. Herkes kendi içine yapacağı gerçek yolculuk için hazırdı.
[nggallery id=8]