Patanjali’nin Yoga Sutralarına göre yoga zihnin yarattığı modifikasyonları kontrol etme yoludur.
योगश्चित्तवृत्तिनिरोधः॥२॥
1.2 Yoga, zihnin yarattığı modifikasyonları kontrol etme yoludur.
-Yogaş çitta vritti nirodhah
Bu dünyaya geliriz ve ilk andan itibaren ailemizden ve çevreden gelen düşünce kalıplarına göre bir kişilik oluştururuz. Bu oluşturduğumuz kişiliği de kendimiz zannederiz halbuki bu zihnin biriktirdiği düşünce kalıplarının toplamından başka bir şey değildir. İşte yoginin amacı kendi gerçek varlığına ulaşmak olduğundan, önce bu modifikasyonları kontrol etmeye, negatif olanları pozitif olanlarıyla değiştirmeye ve en sonunda da hepsini ortadan kaldırmaya çalışır.
[br][br]
Bir yoginin pratiğinin 7/24 devam etmesi gerekir. Pratik ancak sürekli olduğunda sonuç verir. Yogi bütün gün kendinin farkında olur. Ama işte “Ben” o kadar kuvvetli bir kavramdır ki sen farkında olduğunu sansan da bir bakmışsın pratik yaptığını zannederken aslında orada duran kocaman “Ben”i görmüyorsun.
[br][br]
Bu yazıda yoginin pratiğinde dikkat etmesinin ya da tekrar hatırlamasının faydalı olacağı bazı kavramlardan bahsedeceğim. Bunların hepsi tek tek üzerlerinde sayfalarca yazılabilecek konular. Burada amacım bu kavramları detaylı bir şekilde incelemek değil; sadece pratik esnasında, bunlara dikkat ederek, kontrol ettiğini düşündüğün zihninin aslında orada olduğunu görmene yardımcı olmak.
[br][br]
1. “Ben bütün sorunların ve çözümlerin kendisiyim.”
Yoga felsefesine göre yoganın öğrettiği 4 şeyden biri budur. Bütün sorunlar “Ben” dediğin için başlar. Örneğin; bir arkadaşın sana gelse ve arabamın tamponuna çarptılar çok üzüldüm dese vereceğin cevap muhtemelen ya “Ne olacak alt tarafı tampon” olur ya da “Üzüldüğün şeye bak cana geleceğine mala gelsin.” dersin. Ama aynı şey senin başına gelse, belki arabana çarpan adamla kavga edersin çünkü “senin” arabana çarpmıştır. Ya da biriyle arkadaşsan bambaşka bir insansındır ama aynı kişiyle romantik bir ilişkiye başlarsan farklı bir insana dönüşebilirsin çünkü artık onu kendine ait biri olarak görürsün. Bu liste böyle devam edip gider, “Benim evim, benim çocuğum, benim işim…” Ben dediğin an kendini bütünden ayırırsın. Artık ortada bir “sen” var ve de diğerleri. O yüzden her eyleminde ne kadar bütünle hareket ediyorsun, ne kadar “ben” olarak hareket ediyorsun hep dikkat etmen, hep farkında olman lazım.
[br][br]
Peki bu farkındalık nasıl artıyor?
Viveka, yani ayırt edici bilgi ile. Sen pratiğine devam ettikçe zihnin kuvvetleniyor ve olayların ardındaki gerçeği daha rahat görmeye başlıyorsun. Bilinç seviyen yükseliyor. Bu yüzden meditasyon çok önemli; nasıl fiziksel aktivite yapan bir insan kaslarını kuvvetlendiriyorsa, meditasyon yapan biri de zihnini kuvvetlendiriyor. Zihin kuvvetlendikçe zeka yükseliyor ve ayırt edici bilgiyi kullanmaya başlıyorsun. Yani ne gerçek ne gerçek değil bunu ayırt etmeye başlıyorsun. Bu sayede de eylemde saflığa ulaşıyorsun.
[br][br]
2. “Eylemlerin sonuçlarına bağlanmamak.”
Bu karma yoganın yani eylemler yogasının kullandığı yollardan biridir. Karma yoganın amacı eylemlerde bulunurken yeni samskaralar yani arzular yaratmamak ve bu sayede karma döngüsünden kurtulmaktır. Eylemlerin sonuçlarına bağlanmamak, yaptığın eylemlerden hiçbir sonuç beklememek yani başarı/başarısızlık gibi bir sonuca bağlanmamak demektir. Eylemi sadece eylem için yapmaktır.
[br][br]
Bu ilk bakışta okuyunca kolaymış gibi gelse de aslında uygulaması zor bir pratiktir. Çünkü zihin sen farkında olmadan çok hızlı bir şekilde çalışır. Sen daha eyleme geçmeden zihin çoktan o eylemle ilgili analizini yapmış ve ne şekilde davranırsan senin için en doğrusu olacağını seçmiştir. Mesela; birine yardım ettin diyelim o yardımı gerçekten hiçbir beklenti olmadan mı yaptın yoksa bunu yaptığın için kendini iyi bir insan olarak mı gördün. Çünkü iyi bir insan olmak istemek de bir istek. Yine orada “ben” var, iyi olmak isteyen biri var. Eylemlerinden sonuç bekleyen biri var.
[br][br]
Bu pratiği verdiğim öğrencilerim yaptıkları çoğu şeyi insanlar onları sevsin diye yaptıklarını görünce şaşırıyorlar. Ama aslında zihin böyle çalışıyor. Mesela bir başka öğrencim bana artık çok fazla insanla görüşmediğini çünkü arkadaşları için o kadar fedakarlık yaptığını ama onların kendisine aynı şeyi yapmamaları sonucunda kalbinin kırıldığını söylemişti. Demek ki aslında onlardan bir şey bekleyerek bütün bunları yaptı. Çünkü sevgi karşılıksız verilen bir şey diyoruz ama aslında çoğu insan kendisine davranılmasını istediği gibi diğerlerine davranıyor.
[br][br]
Bu sonuçlara bağlanma hali “Benim pratiğim”e kadar gider. Pratiğini sadece pratik olarak yapmayı bırakıp, ondan bir sonuç beklemeye başlarsın. Hatta belki kendini başkalarıyla kıyaslamaya bile başlarsın; “O benden daha çok meditasyonda oturuyor”, “O kadar uğraşıyorum hala baş amuduna kalkamadım.” Aslında pratik demek senin sadece o pratiği uygulaman demekken, sen farkına varmadan “Ben” yine olayın kontrolünü ele alır. İşte bu noktada yapman gereken yine ayırt edici bilgiyi kullanmak. Konu ne olursa olsun bir konuda ne kadar çok pratik yaparsan o kadar o konuda yeterli olursun. Sen olayların arkasında “Ben”i bulmaya başladıkça ve bunu sürekli bir hale getirdikçe onu görmen kolaylaşır. Ve ancak onu görebilirsen” kontrol edebilirsin.
[br][br]
3. “Sabır”
Sabretmek pratik için çok önemlidir. Ne dedik yoga zihnin modifikasyonlarını ortadan kaldırmaktır ki böylelikle ortadan kalkan her modifikasyonla özüne daha çok yaklaş. Ne olmadığını anladığın her an ne olduğuna bir adım daha yaklaşmışsın demektir. Peki sabrın içinde “Ben” nereye saklanmış olabilir? Ne dedik, pratikte yaptığın eylemlerin sonuçlarına bağlanmayacaksın. Tekrar “O kadar uğraşıyorum hala baş amuduna kalkamıyorum” örneğine dönelim. Senin pratiğin, gitmen gereken yol, seni büyütecek şey belki de 5 yıl baş amuduna kalkamamak ama sabretmeyip, sana geleni kabul etmeyip burada neden hala kalkamıyorum dersen işte yine orada bir sonuç bekleyen, arzuya sahip biri var. Bu arada yanlış anlaşılma olmasın, bahsettiğimiz şey çaba göstermeden sadece beklemek değil. Tam tersi gereken bütün çabayı göstermek ama sonuç ne olursa olsun kabul etmek. Sabır çok büyük bir erdemdir. Ve sabır olmadan teslimiyete ulaşmak mümkün değildir.
[br][br]
4. Teslimiyet
Teslimiyet bu kavramlardan en zorlusudur ve bütün bu pratiklerden aracılığıyla ulaşılan son noktadır diyebiliriz. Pratik seni adım adım teslimiyete taşır. Teslim olman için bütün arzulardan, zihnin bütün modifikasyonlarından kurtulman gerekir. Çünkü aslında teslim olmak demek artık ortada bir “ben” kalmaması demektir. Öyle ki, yaşamak bile istememektir. Çünkü yaşamak istiyorsan evet yine orada isteyen bir sen varsın. O yüzden gerçekten teslim olmak, artık biri olmadan bütünün bir parçası olarak hareket etmek çok ciddi bir pratik gerektirir.
[br][br]
Bunlar çok sık karşımıza çıkan ve belki çok duyduğun için kulağa kolaymış gibi gelen kavramlar. Ama ayırt edici zekayı kullanarak her eyleminde orada saklanan “Ben”i bulmak pratiğini bambaşka bir noktaya taşır. Bazen öğrenciler pratiğinin başındaysa “ben” olmamak onlara sanki mutsuz, yalnız hatta sıkıcı bir durummuş gibi geliyor. Ama aslında ben olmamak demek herşey olmak demek, mutluluk için koşullara bağlı olmamak ve sürekli “bliss” yani saadet içinde olmak ve sadece bazı insanlarla bir arada olmaktansa herkesle bir arada olmak demek.