Menu

Bhagavad Gita Nedir?

Bhagavad Gita M.Ö 200-400 yılları arasında yazılmıştır; “Kutsal Şarkı”, “Yaratıcının Şarkısı” gibi anlamlara gelir. Aslında Vyasa’nın yazdığı Mahabharata destanının bir parçasıdır. Fakat Mahabharata çok uzun bir destan olduğundan ve herkesin onu okuma imkanı olmayacağından, insanın kendini bulması, sonsuzu, bilgeliği, dharmayı anlaması için Bhagavad Gita Mahabharata’nın içinden çıkıp insanın var oluşuna yol göstermesi için ayrıca anlam kazanmıştır. 18 bölümden ve 700’e yakın dizeden oluşur.


Bhagavad Gita, aynı kan bağından olan iki ailenin krallık için olan savaşını anlatır; Pandavalar ve Kauravalar. Pandavalar; Pandu’nun oğulları Yudhishthira, Bhima, Arjuna, Nakula ve Sahadeva. Kauravalar; Dhritarashtra’nın oğulları Duryodhana ile 99 kardeşi ve Karna.



Kuzenler arasında uzun yıllar yaşanan anlaşmazlıklar bir türlü son bulmaz. Ve bütün bunların sonucunda iki aile, kendilerini “Kurukşetra” alanında birbirleriyle savaşmayı beklerken bulur. Pandavaların en önemli savaşcısı, kşatriya yani savaşçı sınıfına ait olan büyük okçu Arjuna karşısında biraz sonra savaşacağı akrabalarını, tanıdıklarını, sevdiği insanları görünce dökülecek olan kanı düşünürek, bu durumdan duygusal olarak çok etkilenir. Zihni kederle dolup taşmış vaziyette, yayı Gandiva ve oklarını bırakarak savaş arabasının koltuğuna oturur. “Sevdiklerimin ölümüne sebep olmaktansa, öldürülmeyi ya da savaştan vazgeçmeyi tercih ederim.” diye düşünmektedir.



Arabasını kullanan Deva Krişna’dır. Ve Arjuna’nın bu halini, dharmasından uzaklaşmaya çalışmasını görünce, Bhagavad Gita’yı oluşturan, Krişna ve Arjuna arasındaki, bir deva ve insan arasındaki, bilen ve arayan arasındaki destansı konuşma başlar.



Bu konuşma da, sonsuz kaynak, jiva (canlılar), yoga, dharma, karma, prakrti (maddenin doğası), kala (zaman) gibi konulardan bahsedilir.



Krişna’yı anlamak bütün kozmik tezahürü, sonsuz kaynağı, maddenin doğasını, zaman faktörünü, canlıları, bütün bunların ilşkisini ve herşeyi anlamak demektir.



Bu muhteşem yazıt ancak tamamı okunduğunda, hatta aslında içinden alındığı Mahabharata Destanı da okunduğunda tam olarak anlaşılabilir. Ama elbetteki Bhagavad Gita tek başına okunsa bile, kişiyi çok değerli bilgilere ulaşır. Şu an için ölümden, özden ve yogadan bahseden birkaç muhteşem pasaj üzerinden Bhagavad Gita’ya bakalım:

“Kim ki kendini katil olarak düşünür, o kendini öldürülen olarak deneyimler. İkisi de bilmez, o ne öldürür, ne de öldürülür.”

2.11 Kutsal Yaratıcı şöyle dedi: “Uğruna yas tutulmaması gerekenler için yas tutuyorsun, bilge bir kişi gibi konuşuyorsun, gerçek bilge ne ölü ne de yaşayan için ağlamaz.”



śrī bhagavān uvāça


aśoçyān anvaśoças tvaṁ prajñā vādānś ça bhāṣase


gatāsūn agatāsūnś ça nānuśoçanti paṇḍitāḥ



2.12 Benim, senin ve bütün bu kralların var olmadığı bir zaman asla olmadı. Gelecekte de olmayacak.



na tvevāhaṁ jātu nāsaṁ na tvaṁ neme janādhipāḥ


na çaiva na bhaviṣyāmaḥ sarve vayamataḥ param



2.13 Vücutta ikamet eden, çocukluğu, gençliği ve yaşlılığı deneyimlediğinde başka bir vücuda geçer. Bilge kişilerin aklı bundan karışmaz.



dehino ’smin yathā dehe kaumāraṁ yauvanaṁ jarā


tathā dehāntara-prāptir dhīras tatra na muhyati



2.16. Gerçek olmayan hiçbir zaman var olamaz, ve gerçek olan da hiçbir zaman bitmez. Bilge filozoflar bu gerçek ve gerçek olmayan hakkındaki gerçeği bilirler.



nāsato vidyate bhāvo nābhāvo vidyate sataḥ


ubhayorapi dṛiṣṭo ’nta stvanayos tattva-darśibhiḥ



2.17. Her şeyi saran bu gerçeğin yok edilemez olduğunu bil. Hiçbir şey bu kesin varlığın yok edilmesine sebep olamaz.



avināśi tu tadviddhi yena sarvam idaṁ tatam


vināśam avyayasyāsya na kaśçit kartum arhati



2.18. Bedeni olmayana ait bu vücutlar sonlu olarak bilinir, onlar; sonsuz, yok edilemez ve ölçülemez olanındır. Bu yüzden savaş ey Bharata!



antavanta ime dehā nityasyoktāḥ śarīriṇaḥ


anāśino ’prameyasya tasmād yudhyasva bhārata



2.19. Kim ki kendini katil olarak düşünür, o kendini öldürülen olarak deneyimler. İkisi de bilmez, o ne öldürür, ne de öldürülür.



ya enaṁ vetti hantāraṁ yaś çainaṁ manyate hatam


ubhau tau na vijānīto nāyaṁ hanti na hanyate



2.20. O’nun ne doğumu vardır ne de ölümü, O var edilmemiştir, var edilemez ve var edilmeyecektir. Doğmamıştır, ebedidir, hep var olandır ve kadimdir. Vücut öldüğünde O ölmez.



na jāyate mriyate vā kadāçin


nāyaṁ bhūtvā bhavitā vā na bhūyaḥ


ajo nityaḥ śāśvato ’yaṁ purāṇo


na hanyate hanyamāne śarīre



2.30. Herkesin vücudunda oturan bu, hiç incitilemez, Ey Bharata; bu yüzden hiçbir canlı için yas tutmamalısın.



dehī nityam avadhyo ’yaṁ dehe sarvasya bhārata


tasmāt sarvāṇi bhūtāni na tvaṁ śochitum arhasi



Bu pasajda Krişna, savaşçı olduğu halde dharmasını takip etmek ve karşı taraftakileri öldürmek istemeyen Arjuna’ya aslında bilge bir kişi için ölümün olmadığını anlatır ve ölüm gerçek doğasını açıklar.



Vücutta ikamet eden özün, zamanı geldiğinde o bedeni terk ederek tekrar başka bir vücutta bedenleneceğini söyler, yani reenkarnasyonu anlatır.



Ve bu öz ne olursa olsun zarar görmez. Bunu anlamazsan ölüm ve doğum kaçınılmazdır. Halbuki bilge bir kişi için ne ölen vardır ne de öldüren. Ve bu yüzden de bilge kişi kimse için yas tutmaz. Bu bilge için, yeniden doğum da yoktur.

“Şimdi yoga öğretisini dinle. Ey Partha, bu öğretiyi uyguladığında eylemlerin bağlarından kurtulabilirsin.”


2.38. Zevk ve acıya, kazanç ve kayba, zafer ve yenilgiye aynılarmış gibi davranarak savaşa hazırlan; böylelikle günah yaratmazsın.




sukha-duḥkhe same kṛitvā lābhālābhau jayājayau


tato yuddhāya yujyasva naivaṁ pāpam avāpsyas



2.39. Ey Arjun sana açıklanan Sankhya’ya göre olan gerçek. Şimdi yoga öğretisini dinle. Ey Partha, bu öğretiyi uyguladığında eylemlerin bağlarından kurtulabilirsin.



eṣā te ’bhihitā sānkhye


buddhir yoge tvimāṁ śṛiṇu


buddhyā yukto yayā pārtha



2.40. Bencil olmayan eylemlerin kendini adamakla birleştiği bu yoga yolunda, hiçbir çaba eksiklik yüzünden kaybolmaz ve başarısızlıklar yüzünden olumsuz doğanın karşıt etkisi oluşmaz. Bu disiplinin bilgisine birazcık sahip olmak bile kişiyi muazzam korkudan kurtarır.



nehābhikrama-nāśho ’sti pratyavāyo na vidyate


svalpam apyasya dharmasya trāyate mahato bhayāt



2.48. Yogada kararlı bir zihin ile eylemlerde bulun. Bağımlılıklarını terk et ey Arjun ve başarı ve başarısızlıkta soğukkanlı ol. Bu her durumda soğukkanlılık ile aynı kalmak yogadır.



yoga-sthaḥ kuru karmāṇi saṅgaṁ tyaktvā dhanañjaya


siddhy-asiddhyoḥ samo bhūtvā samatvaṁ yoga uchyate



Burada Krişna Arjuna’ya eylemlerden bahseder ve yoga öğretisini takip ederek nasıl eylemlerini saflaştıracağını anlatır. Kişi bu dünyada zevk karşısında da acı karşısında da kayıtsız kalabilecek duyu ve zihin kontrolüne ulaşabilirse dualitenin dışına çıkar. Ve bu sayede eylemleri saflaşarak artık karma yaratmaz. Yoga yolunda gösterilen her çaba bir sonuç verir. Zihin kararlı bir hale gelir. Ve ancak kararlı hale gelen bir zihin objelere karşı kayıtsız kalıp bağımlılıklarını terk edebilir. Ve bütün bunların sonunda başarıda da başarısızlıkta da kişi aynı şekilde kalır; durum ne olursa olsun kişide duygu yaratmaz. Her durumda aynı kalmak yogadır.

No Comments

    Leave a Reply